TÜRK'ÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR KİM KİMİ KATLETTİ

Bu resimler Anadolunun her yerinde kadın çocuk yaşlı ihtiyar demeden türlü türlü işkencelerle katledilen neslimizin küçük bir örneğidir.Bu gün dünyaya Soykırıma uğradıklarını kabul ettirmeye çalışan yıllarca içimizde ''Milleti Sadık'' olarak yaşayan,fırsat bulduğu anda hain yüzünü ortaya koyan,Büyük Ermenistan ideaalerini bugün bile topraklarımız üzerinde arzulayan Ermenileri veErmeni mezalimini tüm dünya görmezden gelsede biz Türk Milleti olarak unutmayacağız...

ERRMENİ
Özellikle Erzurum'un Cinis ve Alacaköyleri ile merkez ilçeye bağlı pek çok mahalle,Adana'nın Kozan ilçesine bağlı bir çok köyde bu konuyla ilgili bilgi bulmam çok kolay oldu.Çünkü ermeni eşkıyasının masum vatandaşlarımızı özellikle savunmasız çocuk kadın ve yaşlılarımızı haince,barbarca ve şerefsizce en çok katlettikleri yerin başında bu yörelerimiz gelmektedir.1.Dünya savaşına kadar ülkemizde tüm azınlıklar özelliklede ermeniler pek çok haklara sahiptiler.Hatta Osmanlı'nın son dönemlerinde ülkemiz vatandaşlarından daha çok hakları vardı desek yanlış olmaz.Ülkemizin en hassas noktalarında onlar vardı.Aslında bu, o günkü dünya düzeninde çok büyük hataydı.Osmanlı'nın yapacağı şey;Amerikanın Kızılderililer'e,Fransanın Cezayirliler'e,İngilizlerin tüm sömürgelerine uyguladıkları vahşice ve barbarca soykırımı ermenilere uygulamaktı.Ama tabiki olmazdı.Çünkü şerefli atalarımız herşeyden önce insanlığın gerektirdiği vasıflara sahiptiler.Bu vasıflarından dolayı tarihteki en büyük ve en şerefli devletleri kurmuşlardı.1.Dünya savaşı esnasında özellikle Fransızların kışkırtması ve silahlandırmasıyla ülkemizdeki ermeni çeteleri kudurmuş köpekler gibi vatandaşlarımıza saldırmaya başladılar.Öğleki bunlar yıllardır beraber oturup beraber yaşadıkları komşularını boğazlamaya başladılar.O zamandaki erkeklerin pek çok cephede savaşan Osmanlı ordusunda olmalarından dolayı bu çeteler karşılarında çocuk kadın ve yaşlıları muhatap buldular.Zaten öğle olmasa bu kalleşler bu harekete kalkışmazlardı.Tarihin gördüğü en acımasız ve en iğrenç emelleri gerçekleştirmeye başladılar.Hamile kadınların karnında yakılan ateşler mi dersiniz,kafalarından Erzurum Ulucamiye çakılan çocuklar mı dersiniz,Cinis köyünde camiye toplanıp üstüne benzin dökülüp yakılan çığlıkları ta 10 km ötedeki Çayköyde duyulan köylülerimizi örnek verelim.Yoksa Kozanda köyün çocuklarını annelerinin elinden zorla alıp diri diri gömmelerini mi örnek verelim.Kendilerini maşa olarak kullanan,arkalarında kendilerine koruyuculuk yapan sözde büyük devletlerin geçmişte savunmasız insanlara yaptıkları tüm iğrençliklerin hepsini yaptılar.Şerefli asil Osmanlı yinede adaletini elden bırakmadı.Yukarıda belirttiğimiz gibi pek çok cephede birden savaşmasına rağmen halkını sırtından vuran bu şerefsiz hainleri toplayıp o zaman yine kendi sınırları içerisinde bulunan Suriye'ye göndermeye karar verdi.O kadar soruna rağmen bu insanların çıkardığı bu sorunuda alnının akıyla atlatmayı başardı.Bugün çıkarılan sözde ermeni soykırımı yaygarası tamamen safsatadadn ibarettir.Bunu destekleyen Fransa,Belçika,Avusturya gibi devletler ise geçmişte yaptıkları pislikleri,yine başkalarının üzerine atmak istedikleri pisliklerle kapatmaya çalışmaktadırlar.Kendi kanlı tarihlerinin hesaplarını vermeden,ermeniler gibi basit ve kukla olmaya müsait milletleri kullanarak oraya buraya saldırmaktadırlar.Ama biryere varamayacakları kesindir.Yeterki biz tarihimizi bilelim ve içimizde bu insanların ağzıyla konuşan kansızlara ve hainlere kanmayalım.Bu milletin şerefli tarihine bu güzel vatanın en zerre toprağı şahittir.Allah şahittir.Başlıkta ERRMENİ kullanılmasının nedeni ise;Büyüklerimizin bu kelimeyi hakaret anlamında kullanmalarından dolayıdır.Birine kızdılar mı ona errmeni çocuğu derlerdi
TAMER PEHLİVAN

BİR ERMENİ GERÇEĞİ DAHA
Ermeni diasporasının karalama kampanyaları sürüyor.Saldırının muhatabı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden ise cılız birkaç karşı çıkıştan başka tepki yok. Oysa, elimizde öylesine önemli belgeler var ki... Örneğin bu yazıda anlatacaklarımı çoğumuzun bildiğini de sanmıyorum.Karamanlı yedek subay Ahmet Altınay'ın günlüğünü su yüzüne çıkaran Ahmet Duru'nun, İmge yayınlarından çıkan"Katran Kazanında Sterilize" adlı kitabından... Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere,150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehriyakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.Kampın tam adı, "Seydibeşir Kuveysna Osmanlı Useray-ı Harbiye Kampı" idi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu. 12 Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar. Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi...Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan, yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kampların İngiliz komutanları, azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi.Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizler'in işine gelmiyordu. Çünkü, olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, İngilizlerin beyinlerine işlenmişti. Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalinçok üzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçikler, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyorlardı. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi.Ancak bu kez İngilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözler yanmıştı... Dışarı çıkanların halini gören sıradaki Askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu.Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini,bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması için TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler. Tabii ki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işi de unutuldu gitti.Ama onlar unutmuyorlar... Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına çanak tutması...
GURBUZ ÖZDEMİR